Meme kanserinin tanı ve tedavi planlamasında, meme cerrahı ile birlikte birçok tıp dalının beraber çalışması ve hastaya en uygun yaklaşımın seçilmesi önemlidir. Hastanın yaşı, kanserin evresi, lokalizasyonu, tipi, patolojik özellikleri ve hastanın tercihi gibi pek çok faktör değerlendirilerek tedavi planlanmalıdır. Cerrahi tedavi en temel tedavi yöntemi olmakla birlikte, cerrahi dışı tedavi yöntemleri de baştan beri değerlendirmeye alınmış olmalıdır. Özel durumlarda bu tedaviler cerrahi tedaviden önce uygulanabilmektedir. Cerrahi müdahalenin türü de buna göre şekillendirilecektir.
Meme Koruyucu Cerrahi
Meme koruyucu cerrahi, lokal şartların uygun olduğu durumlarda çok sık tercih edilen bir yöntemdir. Parsiyel mastektomi, lumpektomi, kadrantektomi gibi isimlerle de anılan yöntemde, tümör ve etrafındaki güvenli bir miktar sağlam meme dokusunun çıkarılması hedeflenir. Yöntem, koltukaltı lenf yayılımının yönetilmesi ve ameliyat sonrası Radyoterapi ile desteklenmesi şartıyla, iyi bir kozmetik sonuç sağlarken, bilimsel çalışmalara göre memenin tümünün alınmasına yakın başarı oranı ile kanser tedavisinde etkilidir.
Mastektomi
Mastektomi işleminin, basit mastektomi, modifiye radikal mastektomi gibi türleri vardır. Kanserli dokunun tüm meme dokusu ile birlikte çıkarılmasını içerir. Koltukaltı lenflerinin tutulmuş olduğu olgularda, lenflerin çıkarılması eklenmişse “Modifiye Radikal mastektomi”den bahsedilir. İşlem seçiminde, kanserli dokunun büyüklüğü ve birden fazla odak varlığı ve koltuklatı lenflerinin durumları dikkate alınarak karar verilir. Bu yöntemle yapılan meme cerrahisi, bırakılan meme dokusundaki kanserin nüksetme ihtimali açısından, meme koruyucu cerrahiye göre %3-%8 oranında daha etkilidir. Mastektomi işleminden sonra, bazı durumlarda radyoterapi tedavisi uygulanması gerekebileceği gibi, bazı erken olgularda da radyoterapiye gereksinimi ortadan kaldırabilir. Hastanın ameliyat sonrası radyoterapi almasına engel bir durum söz konusu ise mastektomi cerrahisi tercih edilir.
Mastektomiye rağmen estetik operasyon düşünülen durumlarda, bu planlama Plastik Cerrahi ile koordineli olarak başından beri düşünülmeli, gereğinde meme cildi ile meme başının korunup korunmayacağına karar verilmelidir.
Aksiller Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi
Meme kanserinde yayılma özelliği bulunan hücrelerin genellikle ilk yayıldığı bölge, koltuk altı lenf nodlarıdır. Bu yüzden koltuk altı lenf nodlarında tutulum olup olmadığını bilmek hastalığın evresini belirleyerek tedavi ve takipte çok önem arzetmektedir. Erken teşhiste, hastanın koltuk altı lenf nodlarının tutumu %30 daha az olabilmektedir. Lenf tutulumunun olmadığı olgularda gereksiz yere koltuk altı lenf nodlarının çıkarılmasının önüne geçmek önemlidir. Kanser hücrelerinin lenfatik yayılımı, belli bir sıra ve düzen içerisinde gerçekleşmektedir. Kanser hücrelerinin ilk planda uğradığı 1 veya birkaç lenf nodu, ‘Sentinel nod’ olarak adlandırılır. Bu lenf nod(lar)ı ameliyat sırasında özel bir boya maddesi enjekte edilerek veya nükleer tıp yöntemleri yardımıyla işaretlenerek çıkarılır ve patolog tarafından hızlı bir değerlendirmeye (Frozen section) tabi tutulur. Patolog tarafından kanser hücreleri görülmediği durumda, koltukaltına yönelik herhangi bir operasyona gerek görülmez ve hastalığın erken bir evrede olduğu da anlaşılmış olur. Kanser hücrelerinin saptanması durumunda ise, koltukaltı lenf nodlarının cerrahi olarak çıkarılması gerekmektedir.